RUSYA UKRAYNA SORUNUNUN ENERJİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından, 21 Nisan 2022 tarihinde ‘Rusya Ukrayna Sorununun Enerji Üzerine Etkileri’ konulu panel düzenlendi. İncek Kampüsü Konferans Salonu’ndaki panele, Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Vekili Av. Mahmut Emin VAROL, Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Tevfik TEZCANER, Mütevelli Heyet Üyesi Av. Dilek DERMANCIOĞLU, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Gazeteci Muharrem SARIKAYA’nın moderatörlüğünü yaptığı panelde; Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sertaç Hami BAŞEREN-Rusya Ukrayna Sorununun Doğu Akdeniz Enerji Sistematiğine Etkileri, Prof.Dr. Çınar ÖZER-Rusya Ukrayna Sorunu, Prof.Dr. Oktay TANRISEVER-Enerji Krizi, hakkında değerlendirmelerde bulundu. PROF.DR. ÖZER: “RUSYA TUZAĞA DÜŞTÜ” Prof.Dr. Çınar ÖZER, ABD’nin Joe Biden’ın iktidara gelmesiyle birlikte başka bir strateji izlediğini belirterek, söz konusu stratejinin ana fikrinin ise ‘küresel dünya sisteminin inşa edilmesi’ şeklinde ifade etti. Prof.Dr. ÖZER, şunları kaydetti: “ABD’nin küresel hegemon olabilmesi için öncelikli olarak AB’yi kontrol etmesi lazım. Özellikle Batı Avrupa’yı ve Almanya’yı. Almanya’nın ve AB’nin ABD ile hareket etmesi lazım. Mutlaka Çin ile hareket etmesi lazım. Çünkü Çin’in rakip olduğu veya Amerika’ya karşı durduğu bir küresel düzen işleyemez. Bir de Türkiye tabi. ABD’nin Türkiye üzerine birtakım hesaplar yaptığını görüyoruz. ABD’nin Türkiye üzerinde bir değişim, kontrol sağlama politikası içinde olduğunu görüyoruz. Şimdi bu küresel stratejide, söylediğim tablonun içinde Rusya’yı yalıtması lazım ve tekrar soğuk savaş dönemindeki gibi Rusya üzerinden bir öteki yaratması lazım. Benim kurgum açıkçası bunun üzerinden yürüyor. Ukrayna Savaşı’nı ben biraz böyle okuyorum. Ukrayna tabi ki saldırıya uğradı ve hiç şüphe yok Rusya saldırdı. Bu uluslararası hukukun ve uluslararası güvenlik sisteminin aslında bütün temelini sarsan son derece tehlikeli ve son derece kural dışı ve kabul edilemeyecek bir saldırı. Ama bu saldırının arkasında bence Ukrayna provokasyonu var. Amerikalılar Ukrayna’ya Rusya’nın saldırması için kışkırttılar ve kışkırtmaya devam ediyorlar. Şu anda tablo o ki, hükümetimiz Rusya ve Ukrayna uzlaşsın diye uğraşıyor. Türkiye açısından uzlaşma olursa son derece olumlu bir gelişme olacak. Çünkü bunun bütün olumsuz ekonomik, siyasi etkileri Türkiye’yi vuruyor. Ama farkındaysanız, bu uzlaşma olmasın diye ABD başta olmak üzere çok ciddi bir çaba var. Benim kurgumda veya içinden açıklamaya çalıştığım modelde, Rusya tuzağa düştü.”
PROF.DR. TANRISEVER: “DÜNYADA EN BÜYÜK KRİZLERDEN BİRİ LOJİSTİK”
Prof.Dr. Oktay TANRISEVER, enerjinin çok kritik bir unsur olduğuna dikkati çekerek, günümüzde enerjiyi kontrol edenin dünyayı kontrol edebileceğini ifade etti. Prof.Dr. TANRISEVER, şu ifadeleri kullandı: “ABD küresel bir güç olarak, bu gücünü koruyacak ve geliştirecekse bunu kontrol etmesi gerektiğini biliyor. Amerika’da genelde literatür bunun üzerine kurulu. Küresel enerjiyi nasıl kontrol edebiliriz? Genellikle klasik modeller düşünülüyor. Enerji kaynağının bölgesini kontrol etmek. Doğru, bunu da tercih ediyorlar ama ABD gibi finansal döngüsü olan güçlü bir aktör için bunlar çok da arzulanabilir modeller olmayabilir. Çünkü enerji fiyatlarını kontrol ederek de dünya enerjisini kontrol edebilirsiniz. Oradan çok büyük kazanç elde edebilirsiniz. Yani tek enerji üretmeden onu doğrudan kontrol etmeden piyasa sistemiyle çok ciddi bir şekilde kazanç elde edebilirsiniz. Dünyada petrol ticareti dolar ile yapılıyor. Enerjinin kremasını doğrudan ABD alıyor. Niçin bu kriz çıktı? Batı da herkes diyor ki, ‘Putin iyi bir satranç oyuncusuydu ama burada çuvalladı, batağa saplandı. Hem Rusya’nın hem kendisinin kişisel olarak sonunu getirdi. Bir çocuk bile yapmaz bu hatayı’ diyen bir ekol var. Bu tip analizlere gelecekten geriye bakabiliriz. Rusya basınına okuduğunuzda onlar öyle yazmıyor. Oradaki analizlerde ‘tüh satrançta kötü hamle yaptık’ demiyorlar. Emin adımlarla kontrollü bir şekilde hedeflerine ilerlediklerini düşünüyorlar. Rusya, enerji fiyatlarının yüksek olduğunu gördü. Önümüzdeki dönemlerde de yüksek kalacak. Pandemiden çıkıldığı için ister istemez talep artıyor, üretim sınırlı. Bu durumda fiyat artıyor. Rusya bu operasyona başladığında, batılıların neler yapabileceğini onlarda görüyor ve değişik senaryolara onlarda çalışmışlardır. Ancak enerji konusunda her halükârda Rusya kazanıyor. Bu krizden dolayı Rusya’dan enerji almadılar diyelim. Rus enerjisini almadığında, küresel olarak talebi artırıyorsun ve sınırlı bir arz üzerinden gidiyorsun. Fiyatlar daha da artacak demek bu. Rusya bütün bu kriz döneminde, rublenin değerini hızlı bir şekilde yükseltebildi. Rusya her halükârda iyi para kazanıyor. Şu an dünyada en büyük krizlerden biri lojistik. Çünkü konteyner yok. Küresel pandemiden çıkarken, dünyanın dengesi sarsılmış durumda. Rusya diyor ki, bunun zamanı bu zaman. Yani Avrupalı ülkelerin paralize olduğu bir dönemde. Böyle bakıldığında Avrupa bu savaşın kaybedeni. İngiltere’de Avrupa’da ama kazananlardan. ABD ve Rusya kazananlardan. Çin’in zarar göreceğini beklemiyoruz. Ama Avrupa’daki ülkelerin, enerjiden dolayı kaybedeceğini görüyoruz.”
PROF.DR. BAŞAREN: “RUSLAR ENERJİ MESELESİNİ BİR POLİTİKA ARACI OLARAK KULLANIYOR”
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sertaç Hami BAŞEREN, Rusya Ukrayna Sorununun Doğu Akdeniz Enerji Sistematiğine Etkileri başlıklı konuşmasına, “Rusya’dan enerji almamak mümkün mü?” sorusu ile başladı. Gaz kaynağı için alternatiflerin neler olabileceği üzerinde duran Prof.Dr. BAŞEREN, şöyle konuştu: “Doğu Akdeniz’de tek başına Rusya’nın arzına alternatif teşkil edecek gaz yok. Alternatif olarak Türkiye üzerinden Ortadoğu gazının Avrupa’ya taşınması mevzu gündeme gelir. Ama bu çok kolay bir şey değil. Ruslar enerji meselesini bir politika aracı olarak kullanıyorlar. Biz TANAP’ı yaparken, TANAP’ı engellemek için Güney Akım’ı yaptılar. Bütün Anadolu’yu aşıp da Avrupa’ya gidene kadar gaz, Rus dedi ki, ben elimdeki gazı doğrudan doğruya Bulgaristan’a çıkarırım. Oradan pazara girerim. Avrupalılar buna dirençliydiler. Ruslar da rotayı Türkiye’ye çevirdiler. İstanbul bölgesinde, oradan gelen gazı kullanıyoruz. Türkiye üzerinden gazın gitmesinin riskleri veyahut olasılığı nedir? Azerbaycan’da da Avrupa’yı besleyecek kadar gaz yok. Biz tamamını zaten TANAP üzerinden Avrupa’ya aktaracak kapasitede değiliz. Varsayalım ki kapasiteyi genişlettik. Bu mümkündür diyorlar ama gaz yok. Gazın asıl bol olduğu yer Türkmenistan. Yani Hazar Denizi’nin doğu kıyısından batı kıyısına gazın taşınması lazım. Hazar problemleri çözüldü ancak Ruslar, gaz çevreyi kirletecek boru hattı dolayısıyla Türkmen gazının Hazar’ın batı yakasına geçmesine müsaade etmem diyorlar. Onlarda kendi menfaatlerini kolluyorlar. Irak’ın gazı acaba Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebilir mi? Barzani ile merkezi otorite arasında ciddi sorunlar var. İran bu işe hevesli. İran uluslararası sistemle bütünleşmek ister. Bu gazı Avrupa’ya satmak ister ama önünde çok sorunlar var. Kaldı ki bir husus daha var. Gaz bulunsa bile Türkmen gazı, Azerbaycan’a taşınsa bile TANAP çok dar bir bölgede. Rusların kontrol ettiği Gürcistan üzerinden Türkiye’ye geliyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan’dan sonra Osetya ve Abhazya’da sorunlar çıkmıştı. Avrupa’yı besleyecek bir alternatif oluşturursa Türkiye, Gürcistan’da istikrar bozulur.”